Posted by SiktirKid in
Mutfakta hanfendi hatta orospu bile olabilirim ama aşçı olmayı bir türlü beceremedimBiliyorum, şu hayatta sevgilisinin annesiyle tanışmaktan korkan tek ben değilim. Ama sadece bir kaçımıza tanışma piyangosu vuruyor ve ben de yıllar önce o şanssızlar arasında bulundum.
İlişkimiz henüz daha 4 aylıkken taze sevgilim beni evine çağırdı. Annesinin evde oalcağını üstüne basa basa belirttiği için iki de arkadaşımı alıp gitmeyi uygun gördüm. Anlaştığımız gün kapısına dayandım. Kapı açılır açılmaz karşımda beni ayaklarımdan kafamın tepesine kadar demin yerdeki köpek pisliğine bastığını farketmiş gibi surat ifadesiyle süzen bi kadın vardı. Sevgilimin daha önceki sikmeli ilişkilerini bilen bu müstakbel kaynanam bana da kapıda gördüğü anda “yok yook bu kesin kevaşe, yosma bu tipinden belli , gözleri de renkli kesin şırfıntıdır bu” damgasını bastı. Oysa ki o gün ev temizliğine gelmiş gibi giyinmiş, ve hiç makyaj yapmamıştım. Sanki içeri girip kokain partisi verecekmişiz gibi tedirgin oldu kadın arkadaşlarımı da görünce. Kapıda bodyguard gibi gerindikçe gerindi. Sevgilim kapıya gelme lütfunda bulunmasaydı o kadının bizi terlikle evimize kadar kovalayacağından emindim. Oğluşuna da “gelmediler bak ekmişler seni boşver biz sana üst komşunun kızı Esma’yı alırız” diyecekti. O fettan bakışlarına rağmen en sevimli bakışlarımı takınıp “merhabaaa” dedim sesim daha demin helyum çekmişim gibi çıkarken.
Sofra kurulduğunda kadını bizimle beraber yemek için çağırmadım bile. Çünkü biliyordum yaptığım yemeklerin tadı iyi de olsa kötü de olsa o şirret karı aldığı her lokmada yüzünü buruşturup bana “gıda zehirlenmesi yaşarsam iki elim yakanda olucak” der gibi bakacaktı ve benim bütün lokmalarım boğazıma dizilecekti. Masayı toparlayıp mutfağa gittiğimde kadının bakışlar “ultra fettan” moduna geçmişti. Nerdeyse beni gözleriyle kül edecekti. Gözlerinin içine baksam oracıkta taş olurdum. Bari biraz yaranayım diye nezaketen “bulaşıkları yıkayayım mı ?” diye sordum. Ağzını geveleye geveleye “Yıok ben buaşık makinesini açıcam şimdi” dedi. Tam içimden “bi de yıkatsaydın” deyip gitmek üzereyken elime bir bez tutuşturdu. Bu ne der gibi suratına bakınca da ben evlerine gündeliğe gelen biriymişim gibi “masayı sil” dedi. “Kalk kız soğan doğra” dese anca bu kadar şaşırırdım herhalde. O an bezi gırtlağına kadar sokup oracıkta boğmak geldi içimden ama söyle söylene masayı silmekle yetindim.
Eve geri döndüğümde baktım sevgilim annesiyle alakalı hiç bi şey demiyor dedim “Canım yaa, anneni çok sevdim. O benim için bi şey dedi mi” diye sordum. Sevgilim de “Tatlı kızmış dedi” dedi. Peki ben yedim mi ? Eğer o kadın şeker hastasıysa tatlı kız demiş olabilir ancak. Kesin arkamdan “O nasıl bi kızdı öyle bi boktan anladığı yok bi daha getirme evime zehirliycek bizi sandım” demiştir. Pis kenafir.
Bu olaydan sonra bir daha hiç bir sevgilimin evine gitmedim. Hayır, annelerinden korkumdan değil. Hiç bir sevgilim beni anneyle tanıştırmaya layık görmediğinden gitmedim. Bu olayları ne kadar sevmesem de aslında “sen benim için annemin karşısına çıkartacak kadar önemlisin” demekti anneyle tanıştırmak. Çok sonradan anladım …
No Response to "Babana Baba, Anana " Şirret Karı " Diyeyim"
Yorum Gönder